20 Temmuz 2010 Salı

Yağmur


Beyaz bi sayfa açtım önüme(evet,evet espri olsun diye değil ciddiyim).Hani uzun süredir görmediğin bir dostunu görünce ne konuşacağını bilemezsin ordan oraya atlarsın ya konular arasında bende iki kelam yazıcakken çizgiler rahatsız etmesin , önümüze sınırlar koymasın diye çizgisiz bir defteri tercih ettim.(Tabi siz bunları bi internet penceresi aracılığıyla gözlemleyeceksiniz.)
Aslında elime kalem almanın zor olucağını düşünmüştüm gene tırnaklarım çok uzadı kalemi tutamam diye ee tabi bu işin esprisi.

Televizyon izliyordum konusu şizofreni hastalığı olan bi program evet dedim duygu yazmalısın sanki bi yerden vahiy geliyormuş gibi. Ayrıca böyle bilgi verici bir programın olması sevindirdi beni , belki birileri dinlerde şizofreninin özenilecek bir durum olmadığını anlar diye. Böyle insanlar var ya(!) inanılır gibi değil . Keşke şizofren olsaydım diyen bi hocam vardı allah akıl fikir ihsan eylesin böylelerine. Yayındaki doktorun söylediğine göre Amerikadaki evsizlerin 3/1 i şizofrenmiş. Demek ki deliren sokağa atmış kendini yazık yinede acıdım onlara .
Sonra ülkemin insanlarını düşündüm sokakta yaşayan bir şizofren aouww! (O daha acınası sanırım). Programın geri kalanınıda izlemek isterdim ama yarın erken kalkmam gerek ah lanet !

Dışarıda şakır şakır bir yağmur var . İnsan böyle havalarda camın karşısında oturup eline çayını -isteğe göre kahve- alıpta yağmuru seyretmek ister ya , ahh ah..
Hava bu sabah güzeldi tatlı bir güneş vardı . Perdeleri çekip annemle kahvaltımızı etmiştik. Nerden çıktı ki bu yağmur . Yarında devam ederse işimiz iş.
Sadece bugün 3 bilmediğim numaradan çağrı ve/veya mesajlar aldım ulan ne iş dedim sonra arkadaşlarımın numaralarını rastgele silmemem gerektiğini anladım.
Bu aralar arkadaşlarımın bana ulaşabileceği her ağdan kaçtıklarını düşünmekteyim , oysa adres vermeden kaybolan bendim..
Bugün ilk defa pembe birşey aldım içtenlikle. Terlikçi kırmızı mı dedi hayıır pembe olandan dedim . Yüzüm kızarmalı mıydı acaba ?

Telefonumdan da MFÖ- ah bu ben i açtım .
Sen beni tanımazsın severimde söylemem.
Sen beni uzak sanırsın bilirim söz dinlemem .
Ah bu ben kendimi nerelere atsam..

Mail kutumuda boşaltmam gerek ikibin bilmem kaç tane mail oldu. Bu durumdan gayet memnundum da , geçenlerde doğumgünümü -gecikmeli de olsa - kutlayan arkadaşın mailini görmemem(2 buçuk ay sonra görmem) artık onları silmem gerektiğini hatırlattı. İyide boş bir vakit bulmalıyım epey zamanımı alır. Ouw şimdide yandım başladı, ( vay ne güzel liste hazırlamışım gayret et güzelim yolda ) aman sabahlar olmasın.


Zaman sarhoş olsa yalpalasa saçmalasa parçalasa.
Bizde bakıp bakıp yaptıklarını kınasak ve bir daha hiçbir şeyimizi ona havale etmeye kalkmasak.
Ayılırsa ne olur ki ?
Ayılırsa hatırlar.
Hatırlamak neye yarar ki?
Hiçbirşeye. Hatırlamak acıdan başka bişeye yaramaz.

Elif Şafak, güzel yazıyor kadın tavsiye ederim.

Akılda kalıcı olan kısa ve öz bir anlatım mıdır bilmem ama ilk heves ya yazdım uzun uzadıya .
Yağmurda hızlanıyor gittikçe şimdi başlayabilirim uykum gelene kadar bir sonraki sabahımı pembeye boyamaya.

02.01.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder